13 Mart 2012 Salı

BAZEN...

Öyle zamanlar gelir ki bazen, küçük bir rüzgar burnunuza onun kokusunu getirir. Hemen canlanır anılarınız hazırda bekleyen bir asker gibi. Ne kadar acı verse de karşı koyamazsınız onlara. Öyle ki o koku bütün gün onu düşünmenize sebep olacaktır. Hatta birlikte gittiğiniz yerlere gideceksiniz ayaklarınız geri geri giderken... O zamanlar iki kişi gittiğiniz o yerlere şimdi tek gitmenin acısını bir kez daha yaşayacaksınız. Beraber oturduğunuz masaya oturacak ve bir çay söyleyeceksiniz belki de… Garson size bakacak ve siz yine dertleneceksiniz. “O da geliyor mu buraya acaba?” diye düşünecek etrafta ondan izler aramaya başlayacaksınız. Acılarınıza bir yenisi daha eklenecek siz çayınızı yudumlarken. O masada konuştuklarınızı hatırlayacak ve gözlerinizin dolmasına içten içe kızacaksınız. Kalbiniz bir kez daha kararacak. Belki yeminler edeceksiniz bir daha aşık olmamaya. Hayatınızı sorgulayacak ve her şeye yeniden başlamaya karar vereceksiniz o masada. Tabi onsuz bir hayata…

Ama için için biliyorsunuz akşam güneş yavaş yavaş batmaya başladığında aklınıza düşecek ilk kişi olduğunu. Aynı gökyüzü altında yaşadığınızı düşünerek, günün birinde karşılaşma ihtimalleri üzerinde duracaksınız ve bir karanlık geceyi daha sabah edeceksiniz onun anılarına sarılarak… Siz unutmaya çalıştıkça geceleri kâbusunuz olacak anılardır bunlar. Her gün size yemin ettiren ama akşam olunca da bozduran…

Sonra bir sabah karar vereceksiniz ve bunun diğerlerinden farklı olduğunu düşüneceksiniz. Artık onu unuttuğunuzu, acı vermediğini tekrarlayacaksınız kendinize. Akşam yatarken ilk onu düşünmeyecek sabah kalktığınızda ilk o aklınıza gelmeyecektir artık. İçten içe de inanırsınız buna. Günler sonra dışarı çıkacak, insanların arasına karışacaksınız belki de. Başarmanın size verdiği gücü fark edeceksiniz. Kuşların cıvıl cıvıl seslerini duyacaksınız aylar sonra. Çiçeklerin kokusunu çekeceksiniz içinize…

Ta ki, onunla bir yerlerde yollarınız kesişene kadar. Evet, bundan sonra ne yaparsanız yapın nafiledir. Onu unutmak için verdiğiniz bunca emek silinip gitmiştir. Size göre yarım kalmıştır hikâyeniz. Daha birlikte yapacağınız çok şey varken bir anda koskoca yalnızlığınızla baş başa kalmışsınızdır. Bu yüzden belki de bu kadar çok acı çektiniz. Çünkü yarım kalmış hikâyeler bitenlere göre daha çok acı verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder