4 Mart 2012 Pazar

Sebebi Var!

Her sözün, her cümlenin her yazının bir sahibi var şu hayatta. Onun için yadığımız ama onun haberinin olmadığı yazılar... Kelimelerin kalemin ucundan çıkmasının bir sebebi var. Bana şu anda bu yazıları yazdıran duyguların bir sebebi var. Bu bloğu açmamın ve içimi buraya dökmemin bir sebebi var. Özellikle kendimi iyi hissetmediğim, kendime haksızlık yapıldığını hissettiğim zamanlarda kaleme aldığım yazılarımın sebebi var. İçimi buraya döküp, haksızlığı buraya yazmamın sebebi var. Yazılarımın sebep olduğu kişinin buradan haberi olmasada benim de içimi döktüğüm, dertleştiğim burası var. Bazen yan yana otururken bile yabancılaşabiliyor insan birbirine. Ufak bir tartışma, küçük bir kalp kırıklığı ona bir yabancı gibi bakmanıza sebep oluyor mesela. Bazen hiç tanımamış gibi bakarken, aşık olduğum adam bu muydu dedirtebiliyor size... Evet, bu akşam üstü bana bu satırları yazdıran sebep de şuan o yabancılaşma duygusu. Mahvediyor insanı. En azından kahrolduğumu hissettiriyor. Size de olmuştur böyle anlar.Karşınızdaki içini dökerken, şikayetçi olduğu şeyleri acımasızca, ağzından ateş çıkarmış gibi bir bir vururken yüzünüze, şoka uğramış gibi bakmış hiç bir şey söylemeden gülüp geçmiş olabilirsiniz. O an hiç bir şey söyleyememenin verdiği sinir ve hırsla aklınızdan bir sürü şey geçirebilirsiniz ona dair. Ona karşı hissettiklerinizin tam tersi şeyler... Hani derler ya kesseniz kan çıkmaz diye işte o anki sinirle (içinizden) söylediğiniz şeyler... Canınızın acıdığını, içinizden bir şeylerin koptuğunu hissettiğiniz o an gözünüz hiçbir şey görmez olur. Çıkıp gitmek, saatlerce yürümek istersiniz. Benim istediğim gibi. Sonra daha iyi görebilirsiniz.Kimin haklı kimin haksız olduğunu. Netleştirebilirsiniz ve hatasını anlamasını istersiniz, hatta tüm kalbinizle bunu dilersiniz.Ondan gelecek bir özür için... Bekler, bekler, beklersiniz. Ama ne bir özür ne de bir mesaj alırsınız. Sonra öyle bir dünyanın olmadığını anlar kadın ve erkek ilişkisini sorgulamaya başlarsınız. Kadınların makus talihine küser ve kırılan kalbinizi kendi kendinize sarmayı öğrenirsiniz.Sonra belki de benim gibi bir evin içinde Tv'de saçma sapan bir program izlerken yalnızlığınıza üzülebilir, sonra da yaşadığınız hayal kırıklıklarını düşünüp halinize şükredebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder